İcra takibi; alacaklıların alacaklarını tahsil etmek amacıyla başlattığı yasal işlemler olup, belirli hukuki şartlar çerçevesinde yapılır. Ancak, her mahkeme kararı icraya konulabilir nitelikte değildir.
Türk hukukunda, bir kararın icraya konulabilmesi için o kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir. Kesinleşme, bir kararın yasal olarak bağlayıcı hale gelmesi ve artık temyiz, itiraz gibi yollarla değiştirilemez olması anlamına gelir. İcra takibinin başlatılabilmesi için bu adım kritik öneme sahiptir. Ancak bazı durumlarda, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar bulunmaktadır.
1. Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Karar Ne Demektir?
Bir kararın kesinleşmesi, ilgili mahkemenin verdiği kararın taraflarca itiraz veya temyiz gibi yollarla değiştirilemez hale gelmesi anlamına gelir.
Kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar, bir kararın henüz hukuken geçerli sayılmadığı veya yargı sürecinin tamamlanmadığı durumlarda, alacaklının alacağını tahsil etmek için icra takibi başlatamamaktadır.
Türk hukukunda İcra ve İflas Kanunu (İİK), Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve bazı özel düzenlemeler, bir kararın icraya konulup konulamayacağı konusunda düzenlemeler yapmaktadır.
Bununla birlikte, kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar, mahkemelerin verdiği kararlara dayalı olarak alacaklıların icra takiplerini başlatmasına engel teşkil eder. Bu düzenlemelerden bazılarına aşağıda yer verilmiştir:
Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlarla İlgili Düzenlemeler
HMK 350. Madde: İlgili Karara İtiraz
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 350. maddesi, genel olarak temyiz ve itiraz süreçlerini düzenler. Bu madde, mahkeme kararlarına karşı itiraz hakkını düzenler ve kararın kesinleşmeden icraya konulamayacağına işaret eder.
“Mahkeme kararına karşı yapılan itirazlar, kararın kesinleşmesini engeller. İtiraz edilen karar, kesinleşene kadar icraya konulamaz.”
Bu hüküm, mahkemenin verdiği kararın kesinleşmesi için belirli bir süre geçmesi gerektiğini belirtir. İtiraz edilen karar, bu süre boyunca icraya konulamaz çünkü henüz yargı süreci tamamlanmamıştır. Örneğin, bir alacak davasında verilen karar, borçlu tarafından temyiz edilirse, bu kararın kesinleşmesi temyiz süresi sona ermeden gerçekleşmez. Dolayısıyla, temyiz süresi içinde icra takibi başlatılamaz.
HMK 367. Madde: İhtiyati Tedbir Kararları ve Geçici Düzenlemeler
HMK’nın 367. Maddesi ise özellikle geçici düzenlemelerle ilgilidir. Bu madde, geçici olarak verilen kararların ve ihtiyati tedbirlerin durumunu ele alır.
İhtiyati tedbir kararları, taraflar arasındaki ihtilafın çözümü sağlanana kadar verilen, geçici bir düzenlemedir. Ancak bu kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz.
“İhtiyati tedbir kararı, geçici nitelikte olup, kesinleşmeden icraya konulamaz. Kararın kesinleşmesi veya asıl davanın sonuçlanması beklenmelidir.”
Bu hüküm, özellikle alacak davalarındaki tedbir kararlarının geçici olduğunu ve bu tür kararların kesinleşmeden icraya konulamayacağını vurgular. İhtiyati tedbirler, alacaklıya belirli bir güvence sağlasa da, mahkemelerin verdiği kararların geçici doğası nedeniyle kesinleşmeden icra takibine geçilemez.
2. Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar Nelerdir?
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere Türk hukuk sisteminde mahkeme kararlarının icraya konulabilmesi için, genel olarak kararın kesinleşmesine gerek yoktur. Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır. Yani, bazı durumlarda mahkeme kararları kesinleşmeden bile icraya alınamaz.
Kesinleşmeden icraya konulamayacak mahkeme kararları:
- Gayrimenkulün aynına ilişkin ilamlar
- Aile ve kişiler hukukuna ilişkin ilamlar
- Yabancı mahkeme veya hakem kararlarının tenfizine ilişkin verilen ilamlar
- Ceza Mahkemesi Kararları
- Menfi tespit veya istirdat davalarında verilen ilamlar
- Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
- Sayıştay ilamları
- İstihkak davasının kabulüne ilişkin kararlar (İstisnai olarak – İstihkak Davası reddolduğu takdirde bu kararın icraya konulması kesinleşme şartına tabi değildir.)
- Bayrağına ve sicil kaydı olup olmadığına bakılmaksızın bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar
- İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1)
1. Gayrimenkulün Aynına İlişkin İlamlar
Gayrimenkul, insanların hayatındaki en önemli değerlerden biridir ve mülkiyet hakları son derece hassastır. Bu nedenle, gayrimenkul ile ilgili verilen mahkeme kararları kesinleşmeden icraya konulamaz. Örneğin, bir kişinin taşınmazına ilişkin yapılan tahliye veya devredilme işlemi, mahkeme kararının kesinleşmesini bekler.
2. Aile ve Kişiler Hukukuna İlişkin İlamlar
Aile hukuku, kişilerin özel hayatlarını ilgilendiren bir alan olduğundan, aile içindeki sorunların hızlıca çözülmesi gerekebilir. Ancak, aile hukuku ile ilgili verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz. Tedbir nafakası vb. hususlarda istisnalar mevcuttur.
3. Yabancı Mahkeme veya Hakem Kararlarının Tenfizine İlişkin İlamlar
Yabancı mahkemeler veya hakem heyetleri tarafından verilen kararların Türkiye’de geçerli olabilmesi için tenfiz edilmesi gereklidir ve bu kararlar kesinleşmeden icraya konulamaz.
4. Ceza Mahkemesi Kararları
Ceza mahkemelerinin verdiği kararlar; bazen adli para cezaları, tahliye, hapis cezaları gibi uygulamaları içerir. Bu tür kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz. Ceza mahkemesi kararlarının icraya konulabilmesi için önce kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
5. Menfi Tespit veya İstirdat Davalarında Verilen İlamlar
Menfi tespit davaları (borcun var olmadığının tespiti) ya da istirdat davaları (haksız alınan bedelin geri iadesi) gibi davalarda verilen kararlar da kesinleşmeden icraya konulamaz. Bu davalarda, bir kişinin haksız yere borçlu sayılması ya da yanlış alınan bir paranın iade edilmesi amaçlanır.
Bu tür davalarda, kararların kesinleşmesi, tarafların haklarının tam olarak tespit edilmesi açısından önemlidir. Haksız yere borçlu sayılma ya da yanlış ödeme yapılması durumlarında, tarafların mağduriyet yaşamaması için kararların kesinleşmesi beklenir.
6. Sayıştay İlamları
Sayıştay, kamu maliyesini denetleyen bir kuruluştur. Sayıştay tarafından verilen kararlar, kesinleşmeden icraya konulamaz. Kamu alacaklarının tahsili ve denetimi ile ilgili yapılan kararlar, Sayıştay kararlarının kesinleşmesini bekler.
7. Bayrağına ve Sicil Kaydına Bakılmaksızın Gemilere İlişkin İlamlar
Gemi mülkiyetine ilişkin kararlar, özellikle bayrağına ve sicil kaydına bakılmaksızın, kesinleşmeden icraya konulamaz. Gemi mülkiyeti, denizcilik hukukuna bağlı bir alan olup, uluslararası kurallar gereği, gemilerle ilgili kararlar da belirli prosedürlerin ardından icra edilebilir.
Gemi mülkiyeti ile ilgili kararlar, özellikle uluslararası denizcilik sözleşmeleri ve ticaret kapsamında önemli bir yer tutar. Gemiler ve bunlarla ilgili haklar konusunda kesinleşmiş bir karar olmadan icra edilmesi, hukuki sorunlara yol açabilir.
Sonuç
Türk hukukunda, mahkeme kararlarının kesinleşmeden icraya konulabilmesi için bazı özel durumlar vardır. Bu istisnalar genellikle tarafların haklarının korunması, kamusal düzenin sağlanması ve hukuki güvenliğin temin edilmesi amacıyla getirilmiştir. Gayrimenkul, aile hukuku, yabancı mahkeme kararları ve diğer önemli konularla ilgili mahkeme kararları, kesinleşmeden icraya alınamaz. Bu durumlar, tüm tarafların adil bir çözüm almasını ve mağduriyetlerin önlenmesini sağlamak için önemlidir.
Kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamlar, kesinleşmeden icra takibine konu edildiği takdirde; şikayet vb. süreçlerle karşılaşılması muhtemel olup bu halde de hem sürecin uzamasına hem de ekstra maliyetlerin doğmasına sebep olunabilmektedir. Eğer siz de bir mahkeme kararı ile ilgili işlem yapmak istiyorsanız, hukuki danışmanlık alarak doğru adımları atabilirsiniz.