Ecrimisil Davası Nedir?
Ecrimisil, bir diğer deyişle haksız işgal tazminatı, bir malın ya da taşınmazın kötü niyetli olarak ve haksız bir şekilde kullanılması halinde zilyet olan malikin isteyebileceği bir tazminat türüdür. Ecrimisil, taşınır mallar için de taşınmaz mallar için de istenebilir.
Söz konusu ihlaller genellikle fiziksel müdahaleler veya kullanım sınırlarının aşılmasıyla ilgilidir. Ecrimisil
davası, genellikle mahkemede çözümlenen bir hukuki süreçtir. Mahkeme, tarafların iddialarını ve
delillerini dinler ve daha sonra duruma göre kararını verir. Eğer ecrimisil tespit edilirse, ihlal edilen
malikin mülkiyet hakkını ihlal eden kişi, bu ihlalin niteliği, süresi ve diğer faktörlere göre belirlenen bir
tazminat ödemekle yükümlü olabilir.
Kısacası haksız işgal sebebiyle hak sahibi tarafından uğranılan zararı gidermek için açılan dava türüne,
ecrimisil davası veya ecrimisil tazminatı davası denilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 995. Maddesine göre,
“İyi niyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır. İyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir. İyiniyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.”
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’ne göre,
“…Bilindiği gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683. maddesi uyarınca birşeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir. Ayrıca, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda ( olumsuz zarar ) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır…” (2014/16769 E. 2016/5022 K.)
Ecrimisil Davasının Şartları
Ecrimisil tazminatını talep edebilmek için bazı belli başlı şartların varlığı gerekmektedir. Söz konusu bu
şartlardan bahsetmek gerekirse;
- Haksız Bir İşgalin Varlığı Gerekmektedir: Haksız işgal, haklı bir nedene dayanmaksızın başkasına ait bir malın zilyetliğe geçirilerek kullanılması olarak tanımlanabilmektedir. Mevcut işgalde hukuka uygunluk sebeplerinden biri ya da hak sahibi kimsenin rızası mevcut ise artık haksız bir işgalin varlığından söz edilemeyecektir
- İşgal Edenin Kötüniyetli Olması: Hak sahibi kimsenin ecrimisil talebinde bulunabilmesi için işgal
eden kişi eylemi kötüniyetle yapmış olmalıdır. Kanuna dayanan bir haktan kaynaklanan bir eylemin
haksız işgal olarak nitelendirilebilmesi mümkün değildir. - Haksız İşgal Nedeniyle Zararın Meydana Gelmesi: Haksız işgal tazminatı talep edilebilmesi için
haksız işgal sebebiyle bir zararın meydana gelmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre,
“Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması
nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle;
a) Haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklindeki olumlu zarar,
b) Kullanmadan doğan olumlu zarar,
c) Malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız
işgal, haksız eylem niteliğindedir.” (2013/2367 E. 2015/1498 K.)
Ecrimisil Davasında Süreler
Ecrimisil davaları bir zamanaşımı süresine tabidir. Bahsi geçen bu zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu 5 yıllık
süre, dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş
içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden
geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus
olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak
haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı,
tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266
vd. maddelerine uygun olmalıdır. (Yargıtay 1. HD 2014/16769 E. 2016/5022 K.)
Ecrimisil Davasında Taraflar
Ecrimisil davasında davacı taraf, haksız bir şekilde işgale uğrayan taşınır veya taşınmaz üzerinde hak
sahibi olan kimsedir. Ecrimisil davaları, hem malik hem de zilyet tarafından açılabilmektedir. Dolayısıyla
ecrimisil davası hem ayni hakka hem de şahsi hakka dayanılarak açılabilmektedir.
Ecrimisil davasında davalı taraf ise taşınmaz malı haksız olarak kullanan kötü niyetli zilyettir.
İntifadan Men Koşulu Nedir?
Paylı mülkiyet veya el birliğiyle mülkiyet hallerinde paydaşların birbirlerine karşı ecrimisil talebinde bulunabilmeleri için intifadan men şartının varlığı aranmaktadır. Bahsi geçen intifadan men şartının gerçekleşmediği hallerde açılan ecrimisil davasının reddine karar verilmektedir.
İntifadan men koşulu, haksız işgal tazminatı talep eden paydaşın geri kalan paydaşlara karşı noter aracılığıyla ihtarda bulunma ya da daha önce el atmanın önlenmesi davası, ortaklığın giderilmesi gibi davaları açma ya da icra takibi yapma gibi delille ispatlanabilen bir şekilde taşınmazdan ya da gelirinden yararlanma isteğini bildirmesi suretiyle sağlanmaktadır.
Ecrimisil Davasında Görevli Mahkeme
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddesine göre,
“Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına
ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.”
Dolayısıyla ecrimisil davalarında görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk
Mahkemesi’dir.