SAĞLIK HUKUKU
Sağlık hukuku ülkenin sağlık sektöründe personelin sorumluluk bilincini öne çıkarmak amacının ön planda olduğu, sağlık konusunda hizmet alan kişiler ve hizmet verici olarak rol alan kişi ve kurumlar arasındaki ilişkiyi inceleyen hukuk dalıdır. Sağlık hukuku; hizmet alan hastaların, bazı durumlarda hasta yakınlarının ve hekimlerin belirli hak ve sorumluluklarını kapsar.
Ofisimiz alanında uzman avukat kadrosuyla; hatalı tıbbi müdahaleler (tıbbi malpraktis, tıbbi hata) nedeniyle maddi manevi tazminat davaları ve cezai soruşturmalar ve kovuşturmalar aşaması, hekimlere/tabiplere/doktorlara karşı açılan idari ve disiplin soruşturmaları başta olmak üzere Sağlık Hukukunun kapsamına giren tüm dava ve işlerde hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.
SAĞLIK HUKUKU NEDİR?
Sağlık sözcüğü, Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre, “Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik durumunda olması, vücut esenliği; keyif, sıhhat” olarak tanımlanmıştır.
Sağlık hukukunu ise sağlık sektörü ile ilgili kanunlar, yönetmelikler ve kuralların incelendiği ve uygulandığı bir hukuk dalı olarak ele alabiliriz. Bir tanıma göre sağlık hukuku, devletin yaptırımlara bağladığı sağlık ile ilgili sosyal düzen kurallarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlıklı 56. Maddesine göre,
“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”
SAĞLIK HUKUKUNUN AMACI NEDİR?
Sağlık hukukunda hasta haklarının korunmasını, tıbbi uygulamaların dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun bir biçimde yapılmasını kontrol altına almak ve sağlık hizmeti sunan hekim gibi gerçek kişiler ve hastaneler, sağlık kuruluşları gibi tüzel kişiler ile sağlık hizmetinden yararlanan hastalar arasındaki ilişkiyi hukuka ve yasalara uygun olarak düzenlenmesini sağlık hukukunun amaçları arasında sayabiliriz.
SAĞLIK HUKUKU NELERİ KAPSAR?
Sağlık hukuku dar bir alan olarak düşünülmesine rağmen sağlık hukukunun kapsamına giren birçok konu vardır.
Bu konular arasında temel olarak, hasta hakları, tıbbi uygulamalar, tıbbi malpraktis, hekim hakları, sağlık sigortası, hekim yükümlülükleri, ilaç ve tıbbi malzeme hukuku konularını sayabiliriz.
SAĞLIK HUKUKU ÇALIŞMA ALANLARI
- Tıbbi Malpraktis Hukuku
- Sağlık Sigortası Hukuku
- Hasta Hakları ve Hekim Hakları
- Hastanelerin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları
- Hekimlerin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları
- Hasta ve Hekim İlişkileri
Yukarıdaki sayılan alanlar başta olmak üzere sağlık hukukunun birçok çalışma alanı bulunmaktadır.
SAĞLIK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI
- Tıbbi Müdahale: Tıbbi müdahaleyi tıp mesleğini icra eden yetkili kimse tarafından, tedavi amaçlı gerçekleştirilen her türlü faaliyet olarak tanımlayabiliriz.
- Hasta Hakları: Hasta hakları, hastaların sağlık hizmetleri alırken bu süreçte sahip olduğu temel hakları ifade etmektedir.
- Tıbbi Malpraktis: Tıbbi malpraktis, sağlık hizmeti veren kimsenin ihmal veya vermiş olduğu hatalı tıbbi karar nedeniyle hastaya zarar vermesi halidir. Türk Tabipler Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kurallarında malpraktis kavramı; bilgisizlik, tecrübesizlik ya da hekimin hatasından dolayı hastanın zarar görmesişeklinde tanımlanmıştır.
- Endikasyon: Endikasyon, Sağlık Bakanlığı sözlüğünde, bir ilacın hangi hastalıklara ve hangi biçimde uygun olacağını veya bir operasyonun hangi koşullarda gerekli olduğunu ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Endikasyon kısaca tıbbi gereklilik olarak tanımlanabilir.
- Onam: Onam, hastanın gerekli olan tıbbi tedavi ve müdahaleyi kabul etmeden önce ilgili sağlık personeli tarafından usule uygun bir şekilde bilgilendirilmesini ifade eder.
- Tıbbi Etik Kurallar: Tıbbi etik kuralları, sağlık personellerinin hastalara karşı sorumluluklarını ve etik davranışlarını düzenlemektedir.
DOKTOR HATASI (MALPRAKTİS) NEDİR?
Tıbbi malpraktis, sağlık hizmeti sağlamakla yükümlü sağlık personellerinin uymakla yükümlü oldukları tıbbi uygulamalara aykırı davranarak yapmış olduğu ihmal veya hatalı tedavi sonucu hastaya zarar vermesi ve bunun sonucunda olumsuz sonuç doğması durumunu ifade etmektedir.
Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpraktis) başlıklı 13. Maddesine göre,
“Madde 13-Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi "hekimliğin kötü uygulaması" anlamına gelir.”
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre,
“Tıpta hatalı uygulamalar, İngilizce "malpractice" sözcüğünün Türkçe okunuşuyla "malpraktis", "hekimliğin kötü uygulanması", "tıbbi kötü uygulama", "uygulama hatası", "tıpta yanlış uygulama" gibi çeşitli kavramlarla isimlendirilmekle birlikte en geniş olarak kabul gören ve kullanılan kavram "tıbbi hata"dır.
Türk Tabipler Birliğinin kabul ettiği 01.02.1999 tarihli Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının 13. maddesinde "Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpractice)" başlığı altında; "Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi" biçiminde tanımlanan tıbbi hata kavramı; Dünya Tabipler Birliğinin 44. Genel Kurulunun "Malpractice Bildirisi" olarak da bilinen sonuç bildirgesinde, tıbbi yanlış uygulama ile tıbbi bakım ve tedavi sırasında görülen hekimin hatasından kaynaklanmayan durumların birbirinden ayrılması gerektiği vurgulanarak; "a) Tıbbi yanlış uygulama; doktorun tedavisi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar, b) Tıbbi uygulama sırasında öngörülemeyen bilgi ya da beceri noksanlığı sonucu oluşan ise; istenmeyen sonuçtur ve bunda hekimin sorumluluğu yoktur" şeklinde; Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ancak kanunlaşmamış bulunan "Tıbbi Hizmetlerin Kötü Uygulanmasından Doğan Sorumluluk Kanunu Tasarısı"nın 3. maddesinde ise; "Sağlık personelinin kasıt, kusur ve ihmali ile standart uygulamayı yapmaması, bilgi ve beceri eksikliği ile yanlış ya da eksik teşhiste bulunması ya da hastaya tedavi vermemesi ile oluşan ve zarar meydana getiren fiil ve durumlar" biçiminde tanımlanmıştır.” (2017/271 E.2017/278K.)
MALPRAKTİS TAZMİNAT DAVASI NEDİR VE NASIL AÇILIR?
Tıbbi malpraktis nedeniyle tazminat davası, ilgili sağlık personelinin hastalığın teşhisi, hastalığın tedavisi veya hastanın bakımı sırasında tıbbi uygulamalara aykırı davranarak yapılan uygulamalardan kaynaklı açılan tazminat davasıdır.
Yukarıda da açıklandığı gibi belli olayların oluşması şeklinde malpraktis tazminat davası açılabilmektedir. Bu olaylara örnek vermek gerekirse:
- Öncelikle hekimin hastalık öyküsünü hiç ya da gereği gibi almaması bu sebeple veya daha sonra da muayeneyi gerektiği şekilde ve ölçüde yapmaması şeklindeki hatalar,
- Hekimin hastaya uyguladığı tıbbi müdahalede hata yapması veya tıbbi müdahaleyi gerektiği gibi uygulamaması, en çok karşılaşılan örneklerde olduğu gibi ameliyat sırasında hastanın vücudunda yabancı madde unutulması, hastanın tedavisi sırasında yanlış ilaç verilmesi gibi hatalar,
- Hekimin tüm bu hasta ile ilgilendiği süreçte özen yükümlülüklerine aykırı davranması gibi hallerde hastanın zarar görmesine sebep olunabilir. Bu hallerde zarar gören hastanın, sorumlular aleyhine malpraktis tazminat davası açabilmesi mümkündür.
İlgili bu davalarda yetkili mahkeme, dava açıldığı sıradaki davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir.
Kamu hastanelerinde açılacak malpraktis tazminat davalarında idare mahkemesinde dava açılmadan önce idareye yazılı başvuruda bulunulması gerekmektedir. Başvurunun reddi halinde ise malpraktis sebebiyle tam yargı davası açılabilecektir.
Özel hastane ve hekim aleyhine ise hasta, tüketici mahkemelerinde dava açabilecektir.
SAĞLIK HUKUKUNDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Sağlık hukukunda görevli mahkemeyi belirlerken karşı tarafın özel bir hastane, bağımsız çalışan bir doktor veya kamu hastanesi olması önem arz etmektedir.
Sağlık hizmetleri niteliği bakımından vekalet sözleşmesi niteliğinde olmasından dolayı hasta bu hizmeti tüketici sıfatı ile almaktadır. Bu nedenle çıkacak uyuşmazlıklar, tüketici mahkemelerinde görülür.
Ancak karşı taraf kamu hastanesi ise ilgili uyuşmazlıklardan doğacak davalarda görevli mahkeme, idare mahkemeleri olacaktır.
SAĞLIK HUKUKU DAVALARINDA ZAMANAŞIMI
Doktor hatasından kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı, karşı tarafın bir kamu hastanesi olması halinde zararın ve doktor hatasının öğrenilmesi tarihinden itibaren bir yıl ve her hâlükârda olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı bir şekilde başvurularak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması gerekir. İdarenin ilgili başvuruyu reddi halinde 60 gün içinde malpraktis nedeniyle tam yargı davası açılmalıdır.
Haksız fiile dayalı olarak özel hastane veya doktorlara açılacak malpraktis davalarında zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Eğer eser sözleşmesine dayanılarak açılmakta ise bu durumda zamanaşımı süresi beş yıl olmaktadır.
Özel hastane veya doktorlara açılacak tazminat davalarda vekalet sözleşmesine dayanılıyor ise zamanaşımı süresi beş yıldır.
SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Hekimlerin Yükümlülükleri:
- Hekimler, uygulayacakları tedaviler için hastanın onamını almalıdırlar.
- Hekimlerin uyguladıkları ve uygulayacakları tedavi, hukuka ve tıp ilke kurallarına uygun olmalıdır.
- Hekim, uygulayacağı tedavi için yetkili olmalıdır.
- Hekimin, hastasına karşı sır saklama (sadakat) yükümlülüğü vardır.
- Hekim, mesleki uygulamalarını özenle yürütmekle yükümlüdür.
Hekimlerin Hakları:
- Hekimin yeterli eğitim alma ve sürekli mesleki gelişim hakkı vardır.
- Hekimler, adil ve güvenli çalışma koşullarına sahip olmalıdırlar.
- Hekimler, icra ettikleri meslek sonucu yeterli bir ücret almalıdırlar.
- Hekimlerin hastayı reddetme hakları bulunmaktadır.
SAĞLIK HUKUKUNDA HASTANIN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Hastanın Yükümlülükleri:
- Hastanın tedaviden maksimum verimi alabilmesi için tedavide iş birliği yapması gerekmektedir.
- Hasta, hekimin ve sağlık kuruluşunun tavsiyelerini yerine getirmelidir.
- Hastanın aldığı tedavi için ücret ödeme borcu bulunmaktadır.
- Hastanın hastane işletmesine verdiği zararları tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Hastanın Hakları:
- Hastanın mahremiyet hakkı vardır.
- Hastanın tüm tedavisi için bilgi edinme hakkı vardır.
- Hasta, tedavisi için verilecek kararları onaylama veya reddetme hakkına sahiptir.
- Hastanın ilgili sağlık kuruluşunu seçme veya değiştirme hakkı bulunmaktadır.
- Hastanın tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım hakları bulunmaktadır.
- Hasta, tüm sağlık hizmetlerinde adalet ve hakkaniyete uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir.
ANKARA SAĞLIK HUKUKU AVUKATI
Sağlık hukuku konusunda herhangi bir hak kaybı yaşamamak için süreci alanında uzman bir avukatla yönetmek sizin için faydalı olacaktır. Bu konu ile ilgili HDY Hukuk & Danışmanlık olarak alanında uzman avukat kadromuzla sizlere yardımcı olmaya hazırız.
KAYNAKÇA
- Nusret Fişek-Halk Sağlığına Giriş
- Ünal Er-Sağlık Hukuku
- https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/belgin.atasayar/139197/Sag%CC%86l%C4%B1k%20Hukukunda%20Temel%20Kavramlar.pptx
- https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1282283#:~:text=Türk%20Tabipler%20Birliği%20Hekimlik%20Meslek,hukuk%20sistemimiz%20güvence%20altına%20almıştır.#792768]-1282283.pdf