BİLİŞİM HUKUKU
Bilişim hukukunun tanımı, kişilerin elde ettiği bilgi ve teknolojinin kötüye kullanımı ile insanlara verebileceği zararların önlemesi amacı ile ortaya çıkmış olan bir hukuk dalı olarak yapılabilir.
Günümüz şartlarında elektronik cihazların kullanımlarının da yaygınlaştığı ortadadır. Dolayısıyla internet kullanımı da büyük derecede artmış ve insanlar internet aracılığıyla birbirleri ile temas ve iletişim halinde olmaya başlamışlardır. Böylelikle insanlar arasında bu konu ile ilgili uyuşmazlıklar çıkmıştır. Bu uyuşmazlıkların çözümünde bilişim hukukun önemli bir yeri vardır.
BİLİŞİM HUKUKUNUN AMACI NEDİR?
Yukarıda da bahsedildiği gibi bilişim hukuku, kişilerin elde etmiş olduğu bilgi ve teknolojinin kötüye kullanılması sonucunda insanlara verebileceği zararların önlenmesi ve de verdiği zararları hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde çözüme kavuşturmak amacı ile ortaya çıkmış bir hukuk dalıdır.
Aynı zamanda bilişim hukukunun temel amacını bilgisayarlar, internet, dijital veriler, yazılım ve diğer bilişim teknolojilerinin günümüz şartlarındaki hızlı gelişimi ve insanlar arasındaki yaygın kullanımı sonucunda ortaya çıkan hukuki sorunları düzenlemek olarak da ifade edebiliriz.
BİLİŞİM HUKUKU NELERİ KAPSAR?
Bilişim hukukunun temelini oluşturan konular arasında internet hukuku, gizlilik ve ifade özgürlüğü gibi unsurları sayabiliriz. Aynı zamanda bilişim hukukunu, bilgi teknolojisi hukuku ve internet hukuku olarak iki ana başlık olarak ayırabiliriz.
Bilgi teknolojisi hukuku, dijital hale getirilmiş bilgilerin ve aynı zamanda bilgisayar programlarının dağıtılması, bilgi güvenliğinin sağlanması, elektronik ticaret konularında düzenlemelere yer vermektedir.
İnternet hukuk ise internetin işleyişi, internete erişim ve kullanımı, güvenlik, ifade hürriyeti, iletişim kurma, kişisel bilgilere erişme, IP adresleri ve çevrimiçi içeriklerle ilgili düzenlemelere yer verir.
BİLİŞİM HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI
- Kişisel Veri: Bilişim hukukunu yakından ilgilendiren bu kavramı, doğrudan ya da dolaylı olarak birey ile ilişkilendirilebilecek her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Yargıtay’a göre kişinin; Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, doğum tarihi, doğum yeri, nüfusa kayıtlı olunan yer, anne ve baba adı, medeni hali, nüfusa kayıtlı olduğu cilt ve aile sıra no, kan grubu, evlenme tarihi, boşanma tarihi ve mahkeme kararı bilgileri, hatıra, anı ve günlükle ilgili defterindeki bilgileri, siyası görüşü, üye olduğu dernekler, bilgisayarının IP numarası, emeklilik ve kurum sicil numarası ve daha birçok bilgi, kişisel veridir.
““Kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA'sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez, aksinin kabulü; anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçlar doğurur, bu nedenle, bir kişisel bilginin, açıklanan anlamda “kişisel veri” kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da tespit edilmesi gerekir.” (Yargıtay 12. CD 2013-9669 E. 2014-3760 K.)
- Veri Gizliliği: Yukarıda tanımlanmış olan kişisel verilerin yetkisiz erişim ve kullanıma karşı korunmasını ifade eden kavramdır.
- Bilişim: Bilişim kavramı, bilgi ve teknolojinin beraber kullanılması ile ortaya çıkan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
- Bilişim Suçları: Kısaca bilgisayar gibi araçların ve aynı zamanda iletişim teknolojileri de kullanılarak işlenen suçlar, bilişim suçlarıdır.
- Elektronik İmza: Elektronik belge ve dokümanların dijital olarak imzalanmasıdır.
- Siber Suçlar: Bilgisayar korsanlığı, siber saldırılar, kötü amaçlı oluşturulan yazılımlar gibi çevrimiçi suçları ifade eder.
BİLİŞİM SUÇLARI NELERDİR?
Bilişim suçları, yukarıda da tanımlandığı gibi internet gibi teknolojik aletlerin kullanımı ile işlenen suçlardır. Bilişim suçları geniş bir yelpazeye sahiptir. Bilişim suçlarına ilişkin başlıca örnekler şunlardır:
- Bilgisayar Sistemleri ve Servislerine Yetkisiz Erişim ve Dinleme
- Bilgisayar Sabotajı
- Bilgisayar Kullanılarak Dolandırıcılık
- Bilgisayar Kullanılarak Sahtecilik
- Kanun Tarafından Korunan Bir Yazılımın İzin Alınmadan Kullanılması
- Kötü Amaçlı Yazılımların Yayılması
- Veri Hırsızlığı
- Yasadışı Yayınlar
- Hakaret ve Sövme
- Siber Zorbalık
- Çocuk Pornografisi
- Kimlik Hırsızlığı
- Hacking
- Ticari Sırların Çalınması
- Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması
BİLİŞİM SUÇLARI HÜKÜMLERİ
Hukukumuzda bilişim suçlarına yönelik olarak tek bir kanun yoktur. Çeşitli mevcut kanunlarda bilişim hukuku ile ilgili bölümler mevcuttur.
Türk Hukukunda bilişim alanına yönelik olarak gerçekleştirilen hukuki düzenlemeler, genel olarak AB direktifleri ile uyumlu olacak şekilde hazırlanmıştır.
Bilişim suçlarına yönelik Türkiye’de ilk yasal metin, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na 1991 yılında eklenen “…bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem…” ibaresidir.
Hukukumuzda internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi amacıyla, 2007 tarihinde 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Aynı zamanda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Bilişim Alanında Suçlar" başlıklı 243 ila 246. maddelerinde ilgili suçlar düzenlenmiştir. Bilişim suçları ile ilgili en kapsamlı düzenleme Türk Ceza Kanunu’nun sözü edilen kısmında yer almaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ilgili suçları detaylı inceleyecek olursak,
- Bilişim Sistemine Girme Suçu:
Bilişim sistemine girme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre, “(1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. (3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (4) Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Türk Ceza Kanunu’nda yer verilen bu maddeye göre bir bilişim sisteminin bütününe ve bir kısmına hukuka aykırı, olarak girilmesi ve orada kalmaya devam edilmesi suç olarak düzenlenmiştir.
- Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme Veya Değiştirme Suçu:
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu yine Türk Ceza Kanunu’nun ilgili kısmında 244. Madde de düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre, “(1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.”
İlgili bu suç kanunda tanımlandığı üzere de seçimlik hareketli bir suçtur. Maddede yer alan suçlardan birinin işlenmesiyle suç vücut bulmuş olur.
- Banka Veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu:
İlgili kısımda düzenlenmiş olan bir diğer suç banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçudur. Bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 245. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (4) Birinci fıkrada yer alan suçun; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. (5) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.”
- Yasak cihaz veya programlar:
Yasak cihaz veya programlar kullanılması durumu ise Türk Ceza Kanunu’nun 245/A maddesinde düzenlenmiştir.
“(1) Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.”
BİLİŞİM SUÇLARINA HANGİ MAHKEME BAKAR?
Bilişim suçlarında yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Bilişim suçları, işlenen suçun şekline göre farklı mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
Bazı bilişim suçlarında görevli mahkeme, uzman asliye ceza bilişim mahkemeleri iken bazı bilişim suçlarındaki görevli mahkeme ise uzman ağır ceza bilişim mahkemeleri olmaktadır.
ANKARA BİLİŞİM HUKUKU AVUKATI
Bilişim hukuku alanında herhangi bir hak kaybı yaşamamak için süreci alanında uzman bir avukatla yönetmek sizin için faydalı olacaktır. Bu konu ile ilgili HDY Hukuk & Danışmanlık olarak alanında uzman avukat kadromuzla sizlere yardımcı olmaya hazırız.
KAYNAKÇA
1-https://www.guvenliweb.org.tr/dosya/0B0m7.pdf
2- https://muratyayinlari.com/storage/catalogs/0022380001521095951.pdf
3-https://tr.wikipedia.org/wiki/Bili%C5%9Fim_hukuku#cite_note-wikipedia_cyber_law-
4-https://karararama.yargitay.gov.tr/