AİLE HUKUKU

Aile, sözlük anlamı olarak aralarında evlilik ve kan bağı bulunan, koca, karı, çocuklar, kardeşler vb.nin oluşturduğu, toplum içindeki en küçük bütündür. Aile birliğinin güvenli, huzurlu şekilde muhafaza edilmesini sağlayan aile hukuku alanı son derece önemli olup aile kavramı Türk Anayasamızın 41. Maddesinde de ayrıca şu şekilde düzenlenmiştir; “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.”

​Aile hukuku ise aile şeklinde yaşayan kişilerin birbirleri ile karşılıklı ilişkilerini, hak ve yükümlülüklerini belirleyen bir hukuk dalıdır. Buna göre bu hukuk dalının uygulanması için aile halinde yaşamaya ilişkin olarak bir sosyal ilişkinin varlığı gerekir. Aile hukuku, özel hukuk kapsamında yer alan medeni hukuk alanına girer ve aile içinde yaşanan durumlara ilişkin kanunları içerir. Evlilik hukuku olarak da adlandırılsa da içeriği daha geniştir. Evlilik, nişanlanma, çocuk velayeti, boşanma gibi bütün konularda oluşabilecek anlaşmazlıklar ve aile problemlerini ele aldığı gibi çocuk/kadın hakları da aile hukuku kapsamına dahil olmaktadır. Vesayet konularına ek olarak hüküm verme yetkisi de vardır. Peki, aile hukuku nedir? Aile hukuku konuları nelerdir? Boşanma davası nedir? Makalemizde aile hukukuna ilişkin temel konuları inceleyebilirsiniz!

AİLE HUKUKUNUN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

A.RESMİ EVLİLİK İLKESİ

Medeni Kanunumuz resmi evlilik yani resmi nikah esasını kabul etmiştir. Dikkat edilmelidir ki bu evlilik için yapılacak dini törenleri yasaklayan bir düzenleme olmayıp resmi nikah yapılmadan dini nikah düzenlenmesini yasaklamıştır. İnandığınız dinin kurallarına göre evlilik törenini yapma hakkınız vardır. Ancak evliliğinizin hukuk düzeninde tanınması ve sonuç doğurması için evliliğinizi mutlaka kanunların öngördüğü kurallara göre gerçekleştirmelisiniz.

TMK 143: Madde 143 - Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.

B.EVLİLİĞİN YASADA GÖSTERİLEN SEBEPLERLE SONA ERMESİ İLKESİ

Evliliğin sona ermesi ancak yasada gösterilen sebeplerle mümkündür.Evlilik birliği; ölüm, gaiplik, cinsiyet değişikliği ve boşanma ile sona erebilir. Boşanma veya ayrılık talep edilebilir. Ayrılık, evlilik birliğini sona erdirmemekle birlikte, evlilik birliğinden doğan birlikte yaşama yükümlülüğünü ortadan kaldırır. Eşlerden birinin yerleşim yeri veya boşanma davası açılmadan önce son kez 6 aydır birlikte oturdukları yer mahkemeleri yetkilidir. Eşlerden birinin ölümü ile evlilik birliği kendiliğinden sona erer. 

C.EŞİTLİK İLKESİ

2001 öncesi TMK bazı durumlarda kocanın  oyuna üstünlük tanınarak eşitlik bozulmuştur.

Anayasanın 10. maddesi ile kanun önünde kadın ve erkek eşit kılınmıştır. Anayasanın bu maddesi aile hukukuna da yansımış olup aile hukukunda kural olarak kadın erkek eşitliğine yer verilmiştir.

ANAYASA Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

03/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunun 17. maddesiyle Anayasa’nın 41. maddesinde yapılan aile tanımına “ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” ibaresi eklenmiştir.

ANAYASA Madde 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

 

Eşler arasında eşitlik ilkesi, evlenmenin hükümleri açısından da önem taşımaktadır. Bu eşitlik çocukların velayet hakkının kullanılmasında, ortak konutun seçiminde, aile konutunun bir eşin mülkiyetinde olması halinde malik olan eşin, konut üzerinde tasarruf yetkisini diğerinin rızasına bağlanmasında, ortak konutun kiralık olması halinde kiracı olmayan eşin rızası olmadan kira sözleşmesinin feshedilememesinde ( TMK md.194) ve benzeri diğer alanlarda mevcuttur. [1] 

D.ZAYIFLARIN KORUNMASI İLKESİ

Aile hukuku ilişkilerinde güçsüz taraf olan çocuklar ve vesayet altındaki kişilerin TMK hükümleri gereğince korunmasıdır. Örneğin, kadın ve çocukların korunmasına ilişkin hükümler.

E.DÜZENLEME SERBESTİSİNİN BULUNMAMASI:

 Aile hukukunda irade özgürlüğüne yer verilmez. Aile hukuku emredici hükümler içerir ve bu alandaki ilişkilerde irade özgürlüğü yoktur. Taraflar, aile hukukunda serbest iradeleri ile kanunda düzenlenmemiş hukuki ilişkiler yaratamazlar. Örneğin, kanunda öngörülmeyen boşanma sebeplerini kendi aralarında bir anlaşma ile kararlaştıramazlar. Taraflar, kanunda öngörülen kuralları değiştiremezler. Örneğin, kanundaki emredici kuralın aksine kocanın karısının soyadını taşımasına ilişkin bir anlaşma yapamazlar.

F.DEVLETİN MÜDAHALESİ İLKESİ

Kamu düzenini ilgilendiren bir kurum sayıldığı için   devlet, kurulması , devamı ve sona ermesine müdahale ve denetleme yetkisine sahiptir.

  • Evlenmenin resmi memur önünde yapılması
  • Evlenmenin iptali ya da yok sayılması için Cumhuriyet Savcısının yetkisinin olması 
  • Boşanmanın ancak mahkeme kararıyla olması
  • Birliği korumak için bazı yetkilerin kısıtlanması [2] 

Vesayet daireleri, sulh ve asliye hukuk mahkemesidir. Vasi, vesayet altındaki kişi için yapacağı pek çok işlemde vesayet dairelerinin iznini almak zorundadır. [3] 

AİLE HUKUKU KAÇA AYRILIR?

TMK' nin Aile Hukuku kitabı, Evlilik Hukuku, Hısımlık ve Vesayet olarak üç kısma ayrılmıştır. Birinci kısımda ele alınan evlilik hukuku; karı koca ve varsa çocuktan oluşan aile yapısını incelemektedir. İkinci kısım hısımlığı ele alır. Burada kişilerin soybağı ilişkileri düzenlenmiştir. Üçüncü kısım ise vesayet başlığını taşır. Vesayet; kişilerin kısıtlanması, kişilere kayyım, yasal danışman atanması gibi konuları ele almaktadır. Aile hukuku, aile ilişkilerini, evlilik, boşanma, çocuk hakları, miras gibi konuları düzenleyen geniş bir hukuk dalıdır. Aile hukuku, çeşitli alt alanlara ayrılabilir ve her bir alt alan belirli konuları ele alır.

AİLE HUKUKUNUN TEMEL İLKELERİ VE KURALLARI

Aile hukukunun genelde kabul edilen temel ilkelerinden bazıları:

  1. Çocuğun Menfaati İlkesi: En önemli ilke çocuğun menfaati ilkesidir. Çocuğun fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimi göz önünde bulundurularak, çocuğun en iyi çıkarlarının korunması esastır. Bu ilke, ebeveynlerin hakları ile çocuğun ihtiyaçları arasında denge sağlamayı amaçlar.
  2. Eşitlik İlkesi: Eşitlik ilkesi, eşlerin evlilik içinde ve boşanma sonrası haklarının eşit olarak korunması gerektiğini ifade eder. Bu ilke, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığı engellemeyi hedefler.
  3. Kişisel Özerklik İlkesi: Bireylerin kişisel özerklikleri ve özel hayatlarına saygı gösterilmesi ilkesidir. Evlilik içinde ve boşanma sonrası bireylerin kendi tercihlerini yapma hakkı ve mahremiyeti korunmalıdır.
  4. Annenin ve Babanın Eşit Sorumluluğu İlkesi: Ebeveynler arasında çocuk bakımı ve eğitimi konusunda eşit sorumluluklar olmalıdır. Bu ilke, babaların da aktif olarak çocuk yetiştirme sürecine katılması gerektiğini vurgular.
  5. Aile Birliğinin ve İyi Niyetin Korunması İlkesi: Evlilik birliğinin korunması ve iyi niyetin sürdürülmesi önemlidir. Bu ilke, tarafların evlilik içinde sadakat ve dürüstlük göstermesi gerektiğini belirtir.
  6. Evlat Edinme ve Koruma İlkesi: Evlat edinme ve vesayet altındaki çocukların korunması ve ihtiyaçlarının gözetilmesi ilkesidir. Bu ilke, çocukların sağlıklı ve güvenli bir çevrede büyümesini sağlamayı amaçlar.
  7. Nafaka ve Destek İlkesi: Boşanma sonrası nafaka veya çocuk destek ödemeleri, ekonomik olarak daha zayıf olan tarafın korunması ve çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla düzenlenir.
  8. Medeni Haklar ve Özgürlükler İlkesi: Evlilik içinde ve boşanma sonrası tarafların medeni hakları ve özgürlükleri korunmalıdır. Bu ilke, bireylerin evlilik içinde veya sonrasında kişisel özgürlüklerini sınırlayan durumların olmamasını amaçlar.

AİLE MAHKEMESİNDE GÖRÜLEN DAVALAR NELERDİR?

  • 1. Boşanma Davaları: Boşanma davaları, evlilik birliğinin sonlandırılmasını talep eden taraflar arasındaki davalardır. Çekişmeli boşanma ve çekişmesiz boşanma olarak ikiye ayrılmaktadır. Boşanmanın koşulları, mal paylaşımı, nafaka gibi konular bu tür davaların genel çerçevesini oluşturur. Boşanmanın yanı sıra ayrılığa ilişkin kararlar da verilebilmektedir.
  1. Velayet Davaları: Eşlerin boşanması durumunda çocukların velayeti ve bakımıyla ilgili açılan davaları içerir. Çocuğun nerede yaşayacağı, eğitimi ve genel bakımı, çocuğun eğitimi, çocuğun fiili ehliyeti ve temsili, çocuğun korunması, velayetin kaldırılması, velayetin geri verilmesi gibi konuları kapsar.
  2. Nafaka Davaları: Boşanma sonrası bir eşin diğerine veyahut eşlerden birinin müşterek çocuğun giderleri için maddi destek sağlaması amacıyla açılan davalardır. Nafaka miktarı ve süresi bu tür davaların merkezinde yer alır. Nafaka davaları eşler veyahut çocukları arasında açıldığı gibi aile içerisinde yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek altsoy, üstsoy veya kardeşlere de ödenmesi talebi ile açılabilir.
  3. Miras Davaları: Bir kişinin vefatı sonrasında, bıraktığı takdirde, vasiyetname (TMK m.531vd.) , miras sözleşmesi (TMK m.527 vd.) , mirasın paylaşımı, mirasın intikali, mirasın reddi veya mirastan feragat gibi miras hukuku konularını içerir.
  4. Evlat Edinme Davaları: Evlat edinme süreci ile ilgili davaları kapsar. Evlat edinme koşulları, prosedürü ve evlat edinme sonrası haklar bu tür davaların ana konularını oluşturur.
  1. Vesayet ve Koruma Davaları: Reşit olmayan veya kısıtlı yetenekli bireylerin vesayeti ve korunmasıyla ilgili davalardır. Bu tür davalarda bu bireylerin haklarının ve ihtiyaçlarının korunması amaçlanır.
  1. Evlenme ve Evlilik İptali Davaları: Evlilik akdinin geçerliliği veya iptaliyle ilgili davaları içerir. Örneğin, evlilik akdi esnasında hile veya zorlama olduğu iddiasıyla açılan davalara örnek verilebilir.
  2. Aile İçi Şiddet ve Koruma Tedbirleri Davaları: Aile içi şiddet mağdurlarının korunması için alınan koruma tedbirleri ile ilgili davalardır. Mağdurun güvenliğini sağlamak amacıyla açılır.
  3. Mal Paylaşımı ve Ortaklığın Giderilmesi Davaları: Evlilik birliği sırasında edinilen malvarlığının paylaşımı veya ortaklığın giderilmesi ile ilgili davalardır.
  4. Ad ve Soyadı Değişiklikleri Davaları: İsim veya soyadı değişikliği talepleri ile ilgili davalardır.
  5. Nişanlanma ve Sonuçlarına İlişkin Davalar

    Karşılıklı bir evlenme vaadi olan nişanlanma aile hukukunda bağımsız nitelikli bir sözleşmedir. Nişanlanmanın temsilci vasıtası ile yapılması mümkün değildir. Nişanın bozulması, hediyelerin iadesi, nişanın bozulması sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazminine yönelik davalar bu tür davalardandır.

Yukarıdaki davalar genel bir çerçeve çizmektedir, ancak her ülkenin yasaları ve düzenlemeleri farklı olabilir. Ayrıca aile mahkemeleri, farklı türdeki aile hukuku uyuşmazlıklarını çözmek amacıyla daha spesifik dava türleri de işleyebilir.

AİLE HUKUKU AVUKATI HANGİ DAVALARA BAKAR?

Özellikle boşanma davası, Aile Hukukunda en önemli sayılabilecek davalardan biridir. Boşanma davasında boşanmanın yanı sıra maddi ve manevi tazminat davası, mal paylaşımı, çocukların velayeti, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası gündeme gelir. Bu gibi hususlarda dava sürecinde zamanında ve yerinde hareketlerin yapılması, mahkemeye sunulacak delillerin titizlikle incelenip lehe olan kısımların ön plana çıkarılması gerekmektedir. Boşanma konusunda herhangi bir hak kaybı yaşamamak için süreci alanında uzman bir avukatla yönetmek sizin için faydalı olacaktır. Bu konu ile ilgili HDY Hukuk & Danışmanlık olarak alanında uzman avukat kadromuzla sizlere yardımcı olmaya hazırız.

Boşanmanın yanı sıra Aile Hukuku birçok dava türünü kapsamaktadır;

  • Çekişmeli boşanma davası,
  • Soybağı davası, (Ö. Babalık davası)
  • Anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmesi,
  • Çekişmeli boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talepleri,
  • Velayet ve nafakaya ilişkin uyuşmazlıklar,
  • Malvarlığı tasfiyesinin yürütülmesi,
  • Evlilik sözleşmesi olarak bilinen malvarlığı sözleşmelerinin hazırlanması,
  • Aile mahkemelerinde görülen davalar,
  • Evlat edinme hususunda her türlü dava ve sürecin takibi,
  • Nişanlılık ve nişanlılığın sona ermesi halinde çıkan uyuşmazlıklar,
  • Vesayet, kayyım, yasal danışmanlık hususları,
  • Aile konutu şerhi,
  • Evlenmede iddet süresinin kaldırılması,
  • Aile içi şiddet ve benzeri hallerde tedbir alınması,

AİLE HUKUKU DAVALARINDA ZAMANAŞIMI ve HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER NELERDİR?

Bu alanda birçok zamanaşımı ve hak düşürücü süre bulunmakla birlikte; uygulamada en sık karşılaşılan durumlara ilişkin sürelerden birkaçı şu şekildedir: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 'Aile Hukuku' adlı ikinci kitabının 'Evlilik Hukuku' başlıklı birinci kısım ikinci bölümünde bulunan 178. maddesinde; 'Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar' hükmü yer almaktadır.

Kanunkoyucu evlatlık ilişkisinin kaldırılmasında iki tane hak düşürücü süre öngörmüş olup bu süreler bir ve beş yıldır. Evlatlık ilişkisinin kaldırılmasında iptal sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıllık ve evlat edinme işleminin tamamlanmasından itibaren beş yıllık hak düşürücü süreler mevcuttur. (TMK m .319)

KAYNAKÇA

 

  • Dr. Ahmet Mithat Kılıçoğlu - Aile Hukuku Kitabı 2020 B.
  • https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=122444
  • Dr. Bilge ÖZTAN-Medeni Hukuk’un Temel Kavramları

Bizimle İletişime Geçin +90 544 644 92 20