Sağlık HukukuMALPRAKTİS DAVASI

Temmuz 8, 2024

1.MALPRAKTİS DAVASI NEDİR?

Malpraktis, sağlık çalışanlarının ihmali, dikkatsizliği veya hatalı uygulamaları nedeniyle hastalara zarar vermesi durumunu ifade eder. Yanlış tanı, tedavi hataları, cerrahi hatalar veya ilaç yanlışları gibi durumlar malpraktise örnek olarak gösterilebilir.

Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpraktis) başlıklı 13. Maddesinde malpraktis, bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi hekimliğin kötü uygulaması olarak tanımlanmıştır.

Malpraktis davası ise sağlık hizmeti sunan personellerin kusurundan kaynaklı hastaya zarar verilmesi durumunda açılan bir dava çeşididir.
Malpraktis nedeniyle açılan tazminat davaları, hastalığın teşhis edilmesi, hastalığın tedavi edilmesi ve tedavi aşamasında yapılan her türlü hatalı uygulamadan kaynaklanmaktadır. Bu uygulamalara örnek vermemiz gerekirse;

  • Öncelikle hekimin hastalık öyküsünü hiç ya da gereği gibi almaması bu sebeple veya daha sonra da muayeneyi gerektiği şekilde ve ölçüde yapmaması şeklindeki hatalar,
  • Hekimin hastaya uyguladığı tıbbi müdahalede hata yapması veya tıbbi müdahaleyi gerektiği gibi uygulamaması, en çok karşılaşılan örneklerde olduğu gibi ameliyat sırasında hastanın vücudunda yabancı madde unutulması, hastanın tedavisi sırasında yanlış ilaç verilmesi gibi hatalar,
  • Hekimin tüm bu hasta ile ilgilendiği süreçte özen yükümlülüklerine aykırı davranması gibi hallerde hastanın zarar görmesine sebep olunabilir. Bu hallerde zarar gören hastanın, sorumlular aleyhine malpraktis tazminat davası açabilmesi mümkündür.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre,

“Tıpta hatalı uygulamalar, İngilizce “malpractice” sözcüğünün Türkçe okunuşuyla “malpraktis”, “hekimliğin kötü uygulanması”, “tıbbi kötü uygulama”, “uygulama hatası”, “tıpta yanlış uygulama” gibi çeşitli kavramlarla isimlendirilmekle birlikte en geniş olarak kabul gören ve kullanılan kavram “tıbbi hata”dır.

Türk Tabipler Birliğinin kabul ettiği 01.02.1999 tarihli Hekimlik Meslek Etiği Kurallarının 13. maddesinde “Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpractice)” başlığı altında; “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi” biçiminde tanımlanan tıbbi hata kavramı; Dünya Tabipler Birliğinin 44. Genel Kurulunun “Malpractice Bildirisi” olarak da bilinen sonuç bildirgesinde, tıbbi yanlış uygulama ile tıbbi bakım ve tedavi sırasında görülen hekimin hatasından kaynaklanmayan durumların birbirinden ayrılması gerektiği vurgulanarak; “a) Tıbbi yanlış uygulama; doktorun tedavisi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar, b) Tıbbi uygulama sırasında öngörülemeyen bilgi ya da beceri noksanlığı sonucu oluşan ise; istenmeyen sonuçtur ve bunda hekimin sorumluluğu yoktur” şeklinde; Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ancak kanunlaşmamış bulunan “Tıbbi Hizmetlerin Kötü Uygulanmasından Doğan Sorumluluk Kanunu Tasarısı”nın 3. maddesinde ise; “Sağlık personelinin kasıt, kusur ve ihmali ile standart uygulamayı yapmaması, bilgi ve beceri eksikliği ile yanlış ya da eksik teşhiste bulunması ya da hastaya tedavi vermemesi ile oluşan ve zarar meydana getiren fiil ve durumlar” biçiminde tanımlanmıştır.” (2017/271 E. 2017/278 K.)

2.MALPRAKTİS DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

Koşullar oluştuğu takdirde zarara uğrayan hasta ve bazı durumlarda hastanın yakınları, malpraktise dayalı tazminat davası açılabilecektir. Şartlara oluşmadığı takdirde ilgili davayı açabilmek mümkün değildir. Bu şartlardan bahsetmek gerekirse;

  • Hastaya ilgili tıbbi müdahale uygulanırken hukuka aykırı bir eylemin olması gerekmektedir.
  • Hastaya yapılan müdahale sonucunda hasta, bir zarara uğramış olmalıdır.
  • Zararın meydana gelmesinde kusurlu taraf, tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık personeli olmalıdır.
  • Tüm bunların yanında hastanın uğradığı zarar ile tıbbi müdahaleyi gerçekleştiren sağlık personelinin kusuru arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır.

Yukarıda sayılan bu şartlar, malpraktise dayalı tazminat davası açabilmek için gereklidir. İlgili bu şartların varlığı halinde aranan şartlar gerçekleşmiş sayılmaktadır.

3.MALPRAKTİS DAVASININ TARAFLARI

Malpraktise dayalı tazminat davalarında davacı, hatalı uygulamadan zarar gören hastadır. Ancak zarar gören hastanın ölüm gibi sebeplerden dolayı dava açamayacağı durumlarda dava, zarar gören hastanın yakınları tarafından da açılabilmektedir.

Bahsedilen bu davalarda davalı tarafın belirlenmesinde ise ikili bir ayrıma gidilmektedir. Eğer hatalı uygulama kamu hastanelerinde meydana gelmiş ise davalı ilgili kamu kurumudur. Hatalı uygulama, özel bir hastaneden gerçeklemişse ilgili bu dava, doktor, hastane işleticisi ve doktorun hatasını sigortalayan sigorta şirketi aleyhine birlikte açılabilmektedir.

4.MALPRAKTİS DAVASINDA SÜRELER

Malpraktise dayalı tazminat davalarında somut olayın niteliğine göre zaman aşımı süresinde de farklılar oluşmaktadır.

Kamu hastanelerine karşı açılacak davalarda, dava konusu olayın öğrenilme tarihinden itibaren 1 yıl ve her halükarda olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı bir şekilde başvurularak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması gerekmektedir. Yapılan başvurunun reddi halinde 60 gün içinde ilgili dava açılmalıdır.

Özel hastane ya da doktorlara açılacak malpraktise dayalı tazminat davalarında haksız fiile dayalı talepler için dava konusu olayın öğrenilme tarihinden itibaren 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl geçmesiyle beraber zaman aşımına uğramaktadır.

Özel hastane ya da doktorlara açılacak malpraktise dayalı tazminat davalarında vekalet ve eser sözleşmesine ilişkin taleplerde ise 5 yıl içinde dava açılmalıdır. Hekimin ağır kusurlu tıbbi uygulama gerçekleştirmesi halinde ise ilgili süre 20 yıla kadar uzamaktadır.

5.MALPRAKTİS DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Malpraktise dayalı tazminat davalarında yetkili mahkeme, dava açıldığı sıradaki davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkemedir.

Kamu hastanelerinde açılacak malpraktis tazminat davalarında idare mahkemesinde dava açılmadan önce idareye yazılı başvuruda bulunulması gerekmektedir. Başvurunun reddi halinde ise malpraktis sebebiyle tam yargı davası açılabilecektir.

Özel hastane ve hekim aleyhine ise hasta, tüketici mahkemelerinde dava açabilecektir.

https://hdyhukuk.com/wp-content/uploads/2024/10/hdyhukuk-logo.png

Avukat ve Uzman Arabulucu olan Hande Deniz YILDIRIM tarafından Ankara Çukurambar’da kurulmuş olup yurt içinde ve yurt dışında birçok gerçek ve tüzel kişiye yasal danışmanlık ve arabuluculuk hizmeti vermektedir.

Kızılırmak mah. 1450 Sk. Ulusoy Plaza Kat:2 No:9/8 Çankaya/ANKARA
+90 544 644 92 20
info@hdyhukuk.com